Monday, July 16, 2012

Mikado'nun En Güzel Kadın Karakteri'ne.... İyi Ki Varsın...

İnsanın hayatı kadar çeşitli evreleri içinde barındıran başka bir evre yok. Önce diplere batarsın, sonra en büyük zirvelere yürürsün; sonra uçurumların dibini boylarsın....Bu böyle uzar gider.Bir yerde okumuştum; cennet de cehennem de bu dünyadadır diye. İnsan kendi cennetini de cehennemini de yaşadıktan sonra ölürmüş. Gerçi bu biraz tuhaf, irdelenebilir ama her neyse. Konumuz bu değil. 




***




Arkadaş çevrem öyle çok abartılacak kadar genişlemedi hiç. Bundan bir eksiklik de duymadım; hatta bilerek genişletmediğimi de söyleyebilirim. İki elin parmaklarını geçmez benim gerçek arkadaşlarım. İnsanları kırmaktan hiç hoşlanmadım, kırılmaktan hoşlanmam çünkü. Herkesle iyi geçinmeye çalışırım genelde, utangaçlığımla övündüğüm tek bir zaman dilimi vardı o da 14 Haziran 2007 saat 15:00 sularında başlayıp 3 saat 18 dakika süren sohbetimdi. Karşıma çıkan insanların da özel olarak seçildiğini düşünüyorum. Kimle tanışmam gerekiyorsa mutlaka onu bulmak için yollara düşüyorum. Gerçekten bu böyle. Geçen gün film şeridi gibi geçirdim olan biteni gözümün önünden de, küçüklüğümden beri bu böyle...




Dost diyebileceğim insanı bulmak için köy okulundan nakledilmem gerekiyormuş; muhteşem 7'li dediğim insanlarla tanışmam için üniversiteye gitmeliymişim; bir erkek kardeşim yok ama anca o kadar sevebileceğim iki kardeşim var, onları bulmak için de gitmem gerekiyormuş bir yerlere. Ve son olarak geldiğim yer; Ege... Kendimi bildim bileli çekti kendine beni. Hiç gidemedim, hiç ayak basamadım ama bir şekilde benim içimde kocaman bir yer edindi Ege, İzmir... Ne olduğunu bilmediğim bir güzellik vardı içinde, hissediyordum da bir türlü emin olamıyordum...Bu yıl, nihayet yolumuz kesişti..Efeleri ile ünlü, düşmana ilk kurşunun atıldığı topraklardayım artık ve sanırım bütün ömrüm burda geçecek. Bu muydu sebebi acaba diye düşünmüyor da değilim, acaba ömrümün kalanı burda geçecekti de bu sebeple mi bu kadar çok seviyordum Ege'yi... Ama yok..Yani bu sebep de varmış ama asıl sebebi buldum.




Okula ilk geldiğim gün, yine bir yerlerden bir yerlere sürülmüştüm ki bu kez gönüllü sürgündü bu. Aklımda deli saçması sorular. Geçmişimden kalma yaralar, geleceğime dair korkular. Yine bir yere gelmiştim, yeni bir yere. Bilmediğim tanımadığım bir yer. İnsanlar yabancı, söylemler yabancı, ailem uzak. 52 numaralı odada kalacağımı söylediler. Benim odam olacaktı 52 numara, yeni bir "oda arkadaşı" kavramı vardı önümde...Ben öğretmendim, odamız olurdu, oda arkadaşlarımız değil. Bildiğin bir şeyi yaşamak tuhaftır. Beni odama bıraktıklarında küçük masamda gergin bekleyişim başladı." Kim ki acaba oda arkadaşlarım? Nasıl birileri? Daha doğrusu nasıl biri?"




Odaya girişiyle insanı etkisi altına alan kocaman bir gülüşü vardı, sanki bana değil de tüm odaya merhaba diyordu. Neşeli şen şakrak..Başlarda ilk günlerin verdiği sessizlik hastalığı vardı her ikimizde de ama kopma noktamız bir müzikle oldu. "Bir müzik açayım sana" demiştim ama tedirginliğim de had safhadaydı, açacağım müzik öyle herkes tarafından bilinen ya da sevilen popüler bir müzik değildi. Sever mi sevmez mi kaygısını bir kenara bıraktım en sonunda ve Grup Vitamin'den Ellere Var Da Bize Yok Mu şarkısını açtım...O anki duygularımı tarif edemem.."Grup Vitamin sever miydin bilemedim?" "Deli misin, Grup Vitamin dinleyen bir oda arkadaşım var!!!!"...Tabi biz deli gibi birbirimize sarılıyoruz:) ...Deli dolu, kafa dengi derler ya; aynen o hesap. Anlattığım en aptalca hayal, gerçek olmayacak olsa bile ona anlatırken gerçek oluyordu sanki. Hayallerimiz var mesela İstanbul, Ankara ve Zürih'e dair:) Ve eminim olacak. Gerçekleştireceğiz çünkü biliyorum ben onunla tanışmak için geldim buraya...O'nu tanımak için geldim. Öyle farklı ki aramızdaki bağ, ben anlatamıyorum. O'nun da söylediği gibi, o yanımdayken de tek başıma kalabiliyorum. Yani biz bir aradayken de yalnız olabiliyoruz. Hiç olmadığım kadar ben olabiliyorum, sanki izin veriyor en aptal hayal dünyalarının uç noktalarında gezinmeme. Hatta izin vermekle kalmıyor, benimle geliyor. Birlikte dolaşıyoruz.




***




Ben eminim artık, seni tanımak için geldim buraya. Beyaz Peynirlerin lideri Siyah Zeytinler'in önderi; Mikado'nun en güzel Kadın karakteri:) Aramızda zaman-mekan-yol üçlüsü dahi girse vız gelir artık; biz birlikte Prof. olacağız:) Ve üniversitenin her köşesini yeni baştan yaratacağız:) ...İyi ki varsın, iyi ki karşıma çıktın...! 

No comments:

Post a Comment